Yazan: Şaban İbrahim Göksal
Giriş
18. yüzyıl sonlarında buhar makinesinin keşfi ile hayatlarımız artık geri dönülemeyecek şekilde değişmeye başladı. Buhar makinesi, içten yanmalı motorlar, elektrikli motorlar ardından hayatlarımıza giren internet ve yapay zeka sanki bir domino etkisiyle son yüz yıl içinde bizi bambaşka bir yaşama soktu. Günümüzde teknoloji o kadar fazla değişime uğradı ki yıllardır bizim için önemli olan kutsallarımız demokrasi ve hukuku kendi elimizle oluşturduğumuz bu canavardan korumak için savaşıyoruz. Bu yazıda son yarım yüzyılı değiştirmiş internet ve ardı sıra gelen yapay zekanın demokrasiye etkilerini ve bu etkilerden korunmak için yapılan çalışmalara yer vereceğim.
Sosyal Medya ve Demokrasi
2016 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde gerçekleşen başkanlık seçimlerinde ve Brexit sürecinde alışılmışın dışında bir kampanya yürütüldü. Hepimizin hayatlarının bir parçası olan sosyal medya platformları, bu platformlarda bulunan verilerimizi bizden habersiz bir şekilde bu kampanyalara dahil etti. Anketlerde Donald Trump geride olmasına rağmen seçimlerde başkan seçildi. Trump kampanyasını yürütürken Facebook ve Cambridge Analytica onun yol haritasını çizdiler. Facebook Amerika’da yaşayan kullanıcılarının seçimlere yönelik kişisel verilerini Cambridge Analytica ile paylaştı. Cambridge Analytica ise bu verileri yapay zeka vasıtası ile analiz edip sınıflandırdı. Daha sonra bu sınıflandırma kullanılarak her bir eyalet seçmeni için Trump’ın seçim kampanyalarını hazırladı. Bir süre sonra çekimser oylar ve dahi karşı adayı destekleyen oylar Trump lehine döndü. Kişilerin verilerini kullanarak seçim kampanyası hazırlamak bugün yaşanan veya ileride yaşanacak sorunların en masumu diyebiliriz.
Bir diğer sorun ise sahte haberler. Siyaset meydanlarında sahte haberler antik çağdan beridir var olan bir durum. Sahte, yalan haberler vasıtası ile nice krallar tahtını nice krallar ise kellesini kaybetti. Fakat günümüzde bu durum yapay zeka ve internet nedeniyle daha tehlikeli bir hal almaya başladı. Yapay zeka sayesinde bu haberler daha hızlı bir şekilde yayılabiliyor. Yapay zekanın yönettiği bot hesaplar sayesinde çok hızlı bir şekilde gündeme taşınabilir ve ilgili seçmenin dikkatini çekmek için duvarına getirilebilir. Daha tehlikelisi ise yine yapay zeka kullanılarak oluşturulmuş deep fakeler. Günümüzde teknoloji o kadar hızlı gelişti ki gerçekte kişilere ait olmayan görüntüler, ses kayıtları ve video kayıtları sanki onlarınmış gibi düzenlenip sosyal medyada çok hızlı bir şekilde yayılabiliyor. Seçmenlerin görüşlerini etkileyebilmek için siyasetçilerin sahte pornografik görüntüleri, ses kayıtları veya fotoğrafları sahte bir haber ile birlikte bir anda sosyal medyada gündem olup seçmenlerin görüşlerini değiştirebiliyor. Bu sahte haberler oluşturulurken ve yayılırken yapay zekanın gücünden faydalanılıyor. Sahte haberler vasıtasıyla 2016 yılındaki Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerinde sosyal medyaya milyonlarca içerik düştü ve hızlı bir şekilde gündem olup insanlar manipüle edildi. 2018 yılında yayınlanmış bilgisayar kaynaklı propaganda araştırma projesi raporuna göre 2018 yılına kadar 48 ülke seçimlerinde bu tip manipülasyonlar yapılmış. 2016 seçimlerinde Amerika Birleşik Devletlerinde adaylara karşı sosyal medya vasıtasıyla Rusya bir çok sahte haberler ile manipülasyon gerçekleştirdi.
Bir başka sorun ise demokrasi eylemlerinin yapay zekanın gerçekleştireceği fişleme ve takip etme faaliyetleri sebebiyle azalacağı ve bununda demokrasiye zarar vereceği belirtiliyor.
Hong Kong eylemlerinde göstericiler şehir içinde bulunan yapay zeka tabanlı yüz tanıma ve fişleme özelliğine sahip kamera sistemlerinden dolayı maske taktılar şemsiye ve lazer kullandılar. Çin başta olmak üzere bir çok otorite yapay zeka teknolojisini kullanarak vatandaşlarının mahremiyetlerine zarar verecek şekilde takip, izleme ve fişleme gerçekleştiriyor. Hong Kong eylemlerinde sosyal medya ve sokaklarda yapay zeka tabanlı yazılım ve görüntüleme sistemi ile bunu gerçekleştirdiler ve ortaya bu lazerli, şemsiye ve maskeli görüntüler çıktı. Sosyal medya demokrasi ve özgürlük için halkların seslerini duyurmaları ve örgütlenmeleri adına muazzam bir platform. Arap baharı bunun en güzel örneği demokrasi ve özgürlük için kitleler ilk başta sosyal medyada toplandılar ve bu sayede birçok diktatörü devirebildiler. Ama yapay zeka vasıtasıyla bu platformlarda demokrasi için bağıran bu insanların otorite tarafından fişlenmesi insanların korkmasını otoritenin bu insanları sindirmesine neden oluyor.
Oyların Hacklenmesi
Teknoloji vasıtasıyla demokrasiyi tehdit eden bir başka sorun ise elektronik oylamada kullanılan sistemlerin veya oyların tutulduğu veri depolama sistemlerinin hacklenmesi. İnternet kelimesi ile birlikte hayatlarımıza hack kelimesi de girdi. Kısaca tanımlarsak eğer dijital ortamda hırsızlık, casusluk diyebiliriz. Seçimlerdeki en büyük tehlikelerden birisi oyların çalınması artık günümüzde bu korkuyu oyların hacklenmesi olarak evirebiliriz. 2016 yılında gerçekleştirilen seçimlerde Amerika Birleşik Devletleri bu korkuyu yaşadı. Bir gece ansızın Rusya destekli bir siber saldırı sonrası oyların çalınma tehlikesi gerçekleşti. Günümüzde oylara karşı gerçekleştirilecek siber saldırılar daha tehlikeli bir boyuta erişti çünkü siber saldırıları artık daha tehlikeli bir şekilde yapay zeka tabanlı algoritmalar gerçekleştirebiliyor. Yapay zeka tabanlı algoritmalar bir insanın yapacağı bir saldırıyı çok daha kısa süreler içinde daha yüksek başarı oranı ile gerçekleştirebiliyor ve bu da demokrasi için büyük bir tehlike doğuruyor.
İnternet ve Yapay Zekaya Karşı Demokrasiyi Korumanın Yolları
Bu konuda Amerika Birleşik Devletlerinde ve Avrupa Birliğinde çalışmalar halen devam etmekte. Avrupa Komisyonun yayınladığı White Paper isimli rapor ve CAHAI’nin yapmış olduğu yapay zeka regülasyonuna yönelik çalışmada yapay zekanın kişilere yönelik gerçekleştireceği fişleme ve takip etme faaliyetlerine kırmızı çizgi çekilmiş ve bu faaliyetlerin gerçekleştirilmemesi için otoritelerin ve geliştiricilerin denetlenmesi gerektiği belirtilmiş. Ayrıca başka çalışmalarda ise geliştiricilerin ve kullanıcılar eğitilmesi gerektiği, geliştiricilerin ise sıkı düzenlemeler ile denetlenmesi gerektiği belirtilmiş. Yine diğer çalışma ve raporlarda gerçekleştirilecek siber saldırılara karşı önleme birimleri kurularak bu saldırıların önüne geçilmesi belirtilmiş. Yine Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan çalışmalarda ise deep fakeler ve gerçek olmayan haberlere karşı bu sosyal medya platformlarının yine yapay zeka kullanarak bu içerikleri denetlemesi ve önlemesi konusunda düzenlemeler yapılmakta. Ayrıca Facebook, Twitter ve Google bünyelerinde bulundurduğu yapay zeka algoritmaları sayesinde sahte haberlere ve bot hesaplara karşı filtreleme prosedürü ile bu durumun önüne geçmek için çalışmalar yürütüyor. Yine sosyal medya platformlarındaki kişisel verileri korumak için GDPR (Genel Veri Koruma Yönetmeliği)’da hükümler mevcut ve son olarak gerek ülkemizde gerek Avrupa’da ve diğer ülkelerde çıkarılan sosyal medya platformlarını kontrol edilebilir kılmak için yapılan çalışmalarla bu durumların önüne geçilmeye çalışılıyor.
Sonuç
İnternet ve yapay zeka çağ açıp kapatacak, devrim niteliğinde keşifler. Her ne kadar bu keşiflerin zararlarını dillendirip, uzak durmaya çalışsak da eninde sonunda bu keşifler bizi içine çekecekler. Şu süreçte onlarla olan bağımızı koparıp set çekemeyiz ama onların bize ve bizim değerlerimize zarar vermesinin de önüne geçebiliriz. Bunun için bütün dünya olarak çalışıp düzenlemeler yapmazsak, bir gün bizi biz yapan kutsallarımızı kaybedeceğiz ve bir kaosun içine sürükleneceğiz…
Kaynakça
1. Towards Regulation of AI system, CAHAI; Avrupa Konseyi, 2020 https://www.coe.int/en/web/human-rights-rule-of-law/-/towards-regulation-of-ai-systems-new-cahai-publication
2. White Paper on Artificial Intelligence, Avrupa Komisyonu, 2020
3. Karl Manheim ve Lyric Kaplan, “Artificial Intelligence: Risk to Privacy and Democracy, The Yale Journal of Law and Technology Dergisi, 2019
4. Paul Nemitz, Constitutional Democracy and Technology in the Age of Artificial Intelligence, Royal Society Publishing Web Platformu, 2018
5. Fabrizio Gilardi, Digital Democracy (How Digital Technology is Changing Democracy and Its Study), 2016
6. Andreas Kaplan, Artificial Intelligence, Social Media and Fake News: is This the End of Democracy, Digital Transformation in Media and Society (İstanbul Üniversitesi Basın), 2020
Comments