top of page

FİLM İNCELEMESİ: NÜRNBERG DURUŞMALARI

YAZAR: Av. İbrahim OĞUZ*


Savaş, iki canavarın çatışması… Kazananın kaybedeni yargıladığı bir senaryo… Ve savaş, iki canavarın çatışması… Kazananın vakur bir eda ile kaybedeni yargılaması…

 




Merhabalar, öncelikle belirtmek gerekiyor ki bu yazımızda bolca spoiler olacaktır. Bu yüzden yazıyı okumadan önce her hukukçunun mutlaka izlemesi gereken 1961 yapımı olan Stanley Kramer’in yönettiği[1] “Judgement of Nürnberg” filmini izlemenizi tavsiye ediyorum. Spoiler almayı sorun etmeyen arkadaşlar ve filmi izlemiş olanlar ile yazımıza devam edelim.


FİLMİN GENİŞ ÖZETİ


“Nürnberg Duruşmaları” filminde en özet hali ile özel yetki ile kurulan bir mahkemede Nazi döneminde devlet görevlilerinin yargılanması anlatılıyor. 2. Dünya Savaşından sonra, Holokost sırasında işlenen suçlardan sorumlu tutulan kişiler yargılanmak için mahkemeye çıkarıldı. 1945 ve 1946’da yapılan duruşmalar için yer olarak Almanya’nın Nürnberg şehri seçildi. Müttefik güçler tarafından (İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği ve ABD) atanan yargıçlar, en önemli yirmi iki Nazi suçlusunun duruşmalarına başkanlık etti.[2] Bu suçlulardan bir kısmı idam edildi bir kısmı da ağır cezalara çarptırıldı. Nürnberg şehrinin seçilmesinin aslında sembolik bir anlamı da vardı. Nürnberg, Nazilerin en güçlü propaganda şehirlerinden birisiydi. Savaştan sonra müttefik kuvvetler tarafından yoğun bir şekilde vurulan Nürnberg adeta harabeye dönmüş bir şehirdi. Nazi ideallerini yansıtmada başı çeken şehirlerden olan Nürnberg savaş sonrası Nazilerin yargılandığı şehir olarak tarihe geçti.




Filmimiz tam olarak burada başlamakta. Amerika’da bir yargıç olan Dan Haywood, artık yaşlanmıştır.  Karakterimiz Dan Haywood, Amerika’daki yargıç seçimlerine, kendisine ve bölgesinde adalet dağıttığı insanlara güvenerek girmiş ancak seçimde yargıç olarak seçilememiştir. Nazi yargılamalarını yapmak için Nürnberg’e gelen yargıç Dan, şehrin halini, insanların tavır ve tutumlarını, savaş sonrası Almanya’ sını gözlemleyerek ve yargılayacağı insanları tanımaya çalışarak işe başlar.





Sanıklar arasında bir isim çok dikkat çekmektedir; Nazi Adalet Bakanı Profesör Ernst Jannig.
Sanıklar arasında bir isim çok dikkat çekmektedir; Nazi Adalet Bakanı Profesör Ernst Jannig.

Yargıç Dan, göreve atandığı ilk andan itibaren bunun sıradan bir dava olmadığının bilincindedir. Ve yargılama başlar. Tüm sanıklar suçsuz olduklarını, yalnızca kanunları uyguladıklarını ve işlenen cinayetlerden haberdar olmadıklarını söylemektedir. Ernst Jannig ise mahkemenin yetkisini kabul etmemektedir. Sanıkların avukatı Herr Rolfe, Ersnt Jannig’in mahkemeyi tanımadığını ve mahkemede savunma yapmayacağını belirtir. Filmin baş karakterlerinden Ersnt Jannig, filmin kırılma anına kadar mahkemede tek bir kelime dahi etmeyecektir. 



Sanıkların avukatı Herr Rolfe, zeki ve becerikli bir hukukçudur. Avukat Rolfe, işlenen suçlardan tüm Alman halkının sorumlu tutulmasına karşı savaş vermektedir. Savunmanın aksine savcılık makamında ise tüm Alman halkını ve tüm Alman yöneticilerini sorumlu tutmak için elinden gelen her imkânı kullanan askeri savcı Tad Lawson oturmaktadır. Seyirci filmin başından sonuna iddia makamı, savunma ve karar mercii arasındaki şeytan üçgeninde kaybolmamak için çaba göstermektedir. Yargının üç sacayağı birbirleri ile amansız bir mücadeleye girmiştir. Yargılamayı tüm dünya dinlemektedir.  Bu durum yargılamanın üç makamın da omuzlarında tonlarca yük ile duruşmalara katılması demektir.


 

Sanıkların avukatı uzun ve etkili savunmalar yapmakta, savcılık somut delil olarak gördüğü belgeleri sunmakta ve yargılama böylelikle günlerce sürmektedir. Yargılamanın bir aşamasında zekâ geriliği sebebiyle kısırlaştırılan bir Alman vatandaşı olan Rudolph Petersen tanık sandalyesine oturtulmuştur. Bay Petersen, sanıklardan birinin vermiş olduğu bir karar ile kısırlaştırılmıştır. İddia makamı bunun insanlık dışı olduğunu iddia etmekte savunma ise bu durumun dönemin mevcut kanunlarına göre suç olmadığını savunmaktadır. Karşılıklı argümanlar sürüp giderken savunma, tanığa bir soru sorar. Bu soru Nazi dönemi uygulamalarında zekâ geriliğini ölçmeye yarayan bir cümle oluşturma sorusudur ve soru şöyledir “içinde ‘ tavşan, avcı, tarla, tüfek ’ geçen bir cümle kurunuz”. Bay Petersen, mahkeme önünde yine bu soru ile karşılaşır ve yine cevaplayamaz. Savunma bu durumu, Bay Petersen’in kısırlaştırılma kararı verilmesine dair haklı bir gerekçe olarak sunmaktadır. Savcılık bu savunmada bir nevi köşeye sıkışmıştır ve o gün duruşma savunma avukatı Herr Rolfe’ nin zaferi ile bitmiştir. Ama sadece o gün …


Pek çok olay ve sahneden sonra filmin ve duruşmanın kırılma anı gelmiştir. Feldenstein davası ile ilgili olarak tanık sandalyesine Irene Hoffman oturur. Feldenstein davası, Ernst Janning’ in yargıç olduğu ve soyun korunması kanunu kapsamında genç bir alman kızla ilişki yaşayan yaşlı bir Yahudi tüccarın yargılanmasını konu alan ünlü bir davadır.

 


Savunma ve iddia makamı, tanığı iki yandan sorularla sıkıştırmaktadır. Savunma duruşmalar geçtikçe zorlanmaktadır. Ernst Jannig’in masum olduğunu kanıtlamak zorundadır. Ve Herr Rolfe durmadan tanığın üzerine gider. Savunmanın baskısını ve hırsını gören Ernst Jannig , tüm pişmanlığı ve öfkesi ile yerinden kalkarak ifade vereceğini beyan eder. Savunma avukatı Herr Rolfe’nin gözlerinde Nazi hayaletini görmek, yetkisini tanımadığı bir mahkemede ifade vermesine neden olacaktır. Ernst Jannig, ifadesinde her şeye bir açıklık getirir. Suçlamaları kabul eder ve mutlaka izlenmesi gereken o efsane tiradını yapar.



BİR HUKUKÇU OLARAK FİLMİN HİSSETTİRDİKLERİ: NÜRNBERG DURUŞMALARI NEDEN İZLENMELİ?


“Nürnberg Duruşmaları” filmini ilk olarak 2019 yılında avukatlık stajımı ve yüksek lisansımı yaparken izlemiştim. Aynı dönemde Hukuk Felsefesi alanında yüksek lisansıma devam ediyordum. Hem yargılamanın teorisi hem de yeni yeni deneyimlediğim yargılamanın pratik yönü ile filmi inceleme fırsatım olmuştu. Geçtiğimiz aylarda mesleğinin bir yılını doldurmuş bir avukat olarak filmi tekrar izleme fırsatım oldu. Film yargılamanın nasıl bir eylem olduğuna dair pek çok tartışma içermekte ve farklı bir perspektif sunmaktadır. Filmi bu açılardan oldukça başarılı buldum. Bu yüzdendir ki genç hukukçuların yoğunlukta olduğu derneğimizin blog sayfasında mutlaka bu filmin yer almasını istedim. Filmin özetinden sonra kendi perspektifimden filme dair yorumlarımı yapmak istiyorum. Ve pek cevabı olmamakla birlikte filmin bende uyandırdığı soruları sizlerle paylaşmak istiyorum.


“Nürnberg Duruşmaları” filminin benim açımdan en etkileyici tarafı yargılama faaliyetinin satranç oyununa benzerliğini göstermesidir. Film yargılama eyleminin pek çok değişkeni ve bu eylemi etkileyen pek çok dış unsur olduğunu seyirciye başarılı bir biçimde aktarıyor. Savunma ve iddia makamının cümlelerinin pek çoğunda yargılamanın ne anlam ifade ettiğine ilişkin tartışmalar görüyoruz. Örnek vermek gerekirse , savcının açılış konuşmasının ardından “Tanrı ABD ve yüce mahkemeyi kutsasın” cümlesi içinde derin tartışmalar saklıyor. Aynı şekilde savunmanın, Hitleri öven diğer ülkelere ve liderlerine, ona destek veren silah şirketlerine ve Hitlerin kanunlarının benzerlerinin uygulandığı diğer ülkelere dayanarak yaptığı savunma hem filmde seyircinin gözünden hem de filmi izleyen biz hukukçuların zihninde derin etki uyandıracak bir tirat olarak karşımıza çıkıyor. Filmde savunma, Alman halkının üzerine yıkılmak istenilen yekûn bir suç isnadının önüne geçmeye ve insanlığa karşı işlenen suçların sorumluluğunun insanlık üzerinde de olduğunu bize göstermeye çalışıyor.


Filmin en önemli karakterlerinin başında hiç kuşkusuz Ersnt Jannig gelmektedir. Ersnt Jannig’in akademiden hocasının tanık olarak dinlendiği sahneden tutun da filmin sonlarına doğru mahkemede verdiği beyanlara kadar her aşamada büyük bir hukuk teorisyeni ve uygulayıcısı olarak görmekteyiz. Ve film bizlere bu karakterin pragmatik faydalar için nasıl tavizler verdiğini ve kendi yarattığı adalet imgesine nasıl karşı geldiğini göstermektedir. Karakterin dönüşümünü bize çok güzel anlatan film bir noktada en çok Ersnt Jannig ile empati kurmamıza neden oluyor. Kişisel fikrim Ersnt Jannig ile empati kurulmasına bu kadar alt yapı hazırlanmasının hem senarist hem de yönetmenin bilinçli bir tercihi olduğu yönünde. Çünkü başarılı ve iyi bir hukukçunun iktidar ve güç kavramları ile kurduğu ilişkide nasıl kendi ideallerinden ödün verdiğinin anlatılması filmin en derin mesajını içermektedir. Erdemi bir kenara bırakan Ersnt Jannig geçici bir dönem için, sadece kısa bir süre için yaşananlara ses çıkarmamıştır. Kısa bir dönem için sonraki güzel günler için, sadece canavar diğer canavarlar ile savaşıp kazanana kadar Hitler’i desteklemişti. Sonrasında Hitler’in dönemi bitecektir. Ancak filmde de gördüğümüz gibi kısa bir süre için bile daha sonraki refahı gözeterek canavara izin verenler hiç farkında olmadan canavarın azı dişlerinden birine dönüşenlerdir.


FİLME DAİR SORULAR

Belirtmem gerekiyor ki buradaki sorular genel niteliktedir. Bu sorular filme dair olmaktan çok filmin bende uyandırdığı genel problemlere dair sorulardır. Ancak inanıyorum ki beyin fırtınasına uygun ve tartışılması gereken konulardır.


●        Yasanın uygulayıcısı hâkimin, yasalara karşı bir sorumluluğu var mı? Hâkimin yasaları uyguladığı topluma karşı bir sorumluluğu var mı?

●        Yargılamanın sınırları neler? Kimi yargılayabiliriz? Bir ulusu? Bir ülkeyi? Bir tanrıyı? Bir hayvanı?

●        Kanunu yazan dil adaletten sorumlu mudur? Eğer sorumlu ise kanunu kimler yazmalı?

●        Bir kanunu doğuran şey nedir? Kanunu yazanın kanunun uygulandığı şahsa karşı sorumluluğu nedir?

●        Savunmanın amacı nedir? Savunduğu tarafın suçlu olduğunu bilmesi savunmanın beyanlarını etkiler mi? Nasıl etkiler?

●        Adalet nedir? Yargıcın gerçekten masum olduğuna inandığın bir insana ceza verilmesi hukuken mümkün müdür?


Ve yukarıda belirtilmemiş bir soru ile kendi bölümümü bitirmek istiyorum. “Erdem Nedir? Hukukçu erdemli olmalı mıdır? Erdemli olmak bir hukukçuya ne katar?”


Elbette son sözü burada Doç. Dr. Bülent Algan hocamız söylesin: “Hukukçu olmak insana hiçbir erdem kazandırmaz. Ama erdemli olmak bir hukukçuya çok şey kazandırır.”[3]

 

İkonion Editör Ekibi İyi Okumalar Diler!

 

Bizimle Bu filmi yorumlamak ister misiniz?

 

Kaynakça: 


*Av. İbrahim Oğuz

Karaman Barosu

İletişim: +90 507 389 17 37

Ahi Osman Mah. 40 SK Aydınlar İş Merkezi 6/6 Merkez/Karaman

57 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page