top of page

AKADEMİK METİNLER NASIL YAZILIR? | KİTAP İNCELEMESİ

Stj. Av. Nermin Şeyda Toprak


Eski bir hukuk dergisi editörü şöyle demişti bana: “Kendini göstermenin en iyi yolu, güzel yazı yazmaktır."[1]

Ülkemizde akademik yazım, diğer pek çok disiplinde olduğu gibi hukuk fakültesi öğrencileri açısından da öğrenim hayatı boyunca eksik kalan en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Bu durum muhtemelen farklı disiplinlerden kimselere inanılması güç gelecektir. Çünkü hukuk eğitimi dendiğinde kişilerin zihninde, kalın kitaplar ve sayfalarca yazı yazan öğrenciler canlanır. Fakat hepimiz biliyoruz ki ülkemizde çoğu fakülte, lisans eğitiminde, akademik yazıma dair herhangi bir eğitim vermiyor ve öğrencilerin çoğunluğu bu olguyu tecrübe etmeden üniversitelerinden mezun oluyor. Özünde her şey öğrencinin kendini geliştirme isteğine, çabasına ve eğer şanslı ise kendisine bu konuda yardımcı olabilecek tecrübeli insanlarla karşılaşmasına bakıyor.


Yazımızda incelemeye konu olan kitap “Akademik Metinler Nasıl Yazılır?/Hukukçular için Rehber”, tam olarak bu eksikliği hisseden hukuk fakültesi öğrencileri ve taze mezunlarına hitap ediyor diyebiliriz. Daha önce pek çok kez bu konuya dair kitapları okuma çabasına giriştim. Örneğin, elime ilk aldığım kitap Umberto Eco’nun “Tez Nasıl Yazılır?” isimli kitabıydı. Ancak itiraf etmek gerekirse, birkaç kez elime almış olmama rağmen kitabı okuyacak motivasyonu bulamadım. Bu konu üzerine yazılmış çeviri mahiyetindeki makalelere de göz attım ancak gerek disiplinlerin farklı olması gerek benim için o günün ihtiyacına hitap etmemesi nedeniyle istediğim verimi sağlayamadım. Tecrübelerimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, eğer konuya dair yol gösterici bir kitap arayışındaysanız muhtemelen bulabileceğiniz en iyi çeviri[2] eser Eugene Volokh’a[3] ait bu kitap.


Kitapta öncelikle, yazmaya nereden başlayacağımız sorusu irdeleniyor. Bir iddiaya sahip olmamız gerektiği ve bunun için de öncelikle bir soruna yaklaşmamız gerektiği anlatılıyor uzunca. Bu kısım beni en çok etkileyen kısımdı. Kitabın özünün burada verildiğini ve aslıda pek çok temel yetiyi burada kazandığımızı söyleyebilirim. Küçük bir örnek vermem gerekirse, Volokh bize şunu öneriyor: Üzerine bir yazı kaleme alacağınız sorunu, aldığınız derslerde bulabilirsiniz. Ancak burada en önemli husus, derse normal bir hukuk öğrencisi gibi değil bir akademisyen gibi bakmaktır[4].


Takdir edersiniz ki konuya ilişkin yazılar zaten akademik metinde öz nasıl yazılır, giriş nasıl yazılır, akademik etik ve benzeri birçok temel konuya değinmek durumundadır. Böyle bir içeriği farklı disiplinlerde de olsa aynı şekilde okur ve biliriz. Eğer konuya ilişkin bir altyapınız varsa muhtemelen siz de birçokları gibi, kitapta, bu temel içeriğin verildiği kısımları yer yer atlayacaksınız. Fakat yukarıdaki örnekten de anlayabileceğiniz gibi bu kitapta yazar, temel bilgiyi vermenin yanında, bakış açınızı değiştirecek pek çok öneriye de yer veriyor. Bu da benim için kitabı, diğer metinlerden farklı hale getiriyor. Örneğin, yazılan metinlerin gözden geçirilmesinin önemi ile ilgili şaşırtıcı anekdotlara yer verebiliyor. Yeri geldiğinde, akademik makalenin yazımı ile bir karar incelemesinin yazımı arasındaki temel farklara ve nelere özen gösterilmesi gerektiğine değiniyor.


Kitap boyunca genç hukukçular olarak yazmanın bizim için ne anlama geldiğini ve bize neler kazandıracağını görüyoruz. Bu durum motivasyonumuzu bir hayli yükseltirken yazar bize şu öğüdü de vermeyi ihmal etmiyor, “Yarışmalara katılın!”. Öğrencilik hayatımda buna pek çok kez yeltenmiş ve makale yazımını gözünde çok büyüttüğü için her seferinde bundan vazgeçmiş biriyim. Bu sebeple akademik yazıma ilişkin tüm tecrübemi stajyer avukatlık yaparken kazanıyorum. Kitabı okurken her satırda şunu söyledim, keşke kötü de olsa daha önce bir tecrübe elde etseydim! Çünkü bu durumun sadece özgeçmişinize yazacağınız bir olgu olmanın ötesinde, size nasıl hukukçu olacağınızı öğrettiğini düşünüyorum. Sözlü iletişim becerilerimizin yanı sıra hukuki metinler yazarak kendimizi ifade etmeyi öğrenmemiz şart. Yazma işi için kolları sıvadığımızda görüyoruz ki, bildiğimizi zannettiğimiz temel bilgiler dahi, iş, ifade etmeye geldiğinde hayli bulanık bir hal alabiliyor.


Tüm bunları benden çok daha iyi ifade eden değerli hukukçular ülkemizde de mevcut. Bu sebeple okurlarımızla bir projeyi paylaşmak istiyorum. Sayın Dr. Ayça Akkayan Yıldırım’a ait, “Genç Hukukçulara E-Postalar” isimli girişimde, akademik yazımdan tutun da yüksek lisans tecrübesine kadar birçok konuya ilişkin değerli yazılar bulabilirsiniz. Ben bu çalışmam özelinde sizlerle aşağıda linklerini vermiş olduğum yazıları paylaşmakla yetineceğim.



Yukarıda değinmiş olduğum gibi, bu işte kendimizi geliştirmek tamamen bizim çabamızla ilgili. Bunun için bir şekilde kendimizi motive etmenin yollarını bulmalıyız. Sanıyorum ki bir hukuk fakültesi öğrencisi için en motive edici unsurlardan biri de ödüllü makale yarışmalarıdır. Bu vesileyle değerli okuyucularımızla, örnek mahiyetinde, katılabilecekleri bir makale yarışmasını da paylaşmak isterim. Aşağıdaki linkten konu ve şartnameye ilişkin tüm bilgilere ulaşabilirsiniz.



Son olarak şunu belirtmek isterim ki, her ne kadar bence çok başarılı bir çeviriye sahip olsa da çeviri olması nedeniyle bizim hukuk sistemimizde ya da hukuk eğitim sistemimizde mevcut olmayan pek çok unsur ile karşılaşacaksınız. Çevirmen de okuyucunun bu kısımlarda bağlamdan kopabileceği endişesini taşımış olacak ki ilgili bölümlerde bizleri uyarıyor. Okuyup okumamak da bizim tercihimize bırakılıyor. Ek olarak, farklı disiplinlerden okuyucuların da bu kitaptan çeşitli kazanımlar elde edeceğini düşünüyorum ancak tabii ki tüm bu handikaplar göz önünde bulundurulmalı.


Eğer fikrinizi bir nebze olsun manipüle edebildiysem şimdiden iyi okumalar dilerim!


 

[1] Volokh, E., Akademik Metinler Nasıl Yazılır?, 2. Baskı, s.409. [2] Çevirmen: Ertuğrul Uzun. [3] UCLA’da öğretim görevlisi ve akademik yazıma ilişkin dersler de veriyor. Ayrıca ünlü blog, “The Volokh Conspiracy”nin sahibi. [4] Volokh, s. 48.

800 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page